Anlatamam derdimu da,
Denizin dalgasına,
Alip götürdü yarı da,
Bakmadı arkasına...

http://www.youtube.com/watch?v=7zQ8uJVdUZ0

Zamanın birinde, Uzak Doğu felsefesine yönelik bir ortamda öğrenciler arasında kin ve nefretin tartışılıyor olması, bilgenin dikkatini çeker ve öğrencilerine ödev verir.

Ödev aynen şöyledir: Herkes kin ve nefret tuttuğu kişi sayısına göre patates toplayacak ve bu patatesleri bir çuvala koyacak ve bu patatesle doldurdukları çuvalı da her gün okula gelip giderken sırtında getirecekler ve götürecekler. Hatta yatarken, gezerken, yemek yerken bu çuvalları yanlarından hiç esirgemeyecekler.

Gerçekten de öğrenciler, kimlere ve ne kadar kin ve nefret güdüyorsa o kadar patatesi çuvala doldururlarken, bazıları 20-30, bazıları 10-20 bazıları 1-2 derken toplayıp çuvala koymuşlar.

Bu arada sadece çuvala 1 kişi patates koyamamış ve boş çuvalı getirmiş götürmüş. Diğer öğrenciler bu durum karşısında not alınamayacağının üzerine dikkat çekip, çuvallarında az patates olan öğrenciler ile dalga geçmeye başlamışlar.

Günler geçmiş geçmesine de öğrenciler ilk taşıdıkları günlerle şimdi arasında çuvalda ağırlık, koku ve benzeri değişikliklerin olduğunu görmüşler de, bu ödevin bitmesini ve bu işten hiçbir şey anlamadıklarını söylemişler. Bilge hoca da onlara neler olduğunu sormuş bu süre zarfında. Genel kanı şöyle; çuvalı ilk gün patatesle doldurduğumuz da her şey eğlenceli gibiydi ve okula getirdik. Ama siz her gün aynı çuvalı getirip götürmemizi söyleyince, iş değişti. Çünkü çekilmez oldu. Adeta çuval ağırlaştı ve hatta koku salmaya başladı. Onunla yatılmıyor onunla yemek yenmiyor, onunla dolaşılmıyor.

Bu durum karşısında bilge öğrencilerini karşısına alır ve: bakın çocuklar. Kin ve nefret sizin çuvala koyduğunuz patatesler gibidir. Kin ve nefret ettiğiniz insanları siz her yere taşırsınız. Olmadık zaman da yemek yerken, gezerken aklınıza gelir ve o kin ve nefreti her yere taşımak artık çekilmez olur. O nedenle barış ve sevgi içerisinde yaşamanız demek böyle koku yapan, ağırlık yapan yükten kurtulmanız demektir.

İlk 10'da yer almamı çekemeyen bir üye, farklı kullanıcı adları ile tüm paylaşımlarımı "Beğenmemeye" başladı. Sonunculuğa düştük:)
Suimisal misal değildir derler. Ama bu sistem açığına da bir çözüm bulunmalı.

Oyları şeffaf mı yapsak ne?

Öğretmen mum gibidir, kendini tüketerek başkasına ışık verir.

Ruffini

Haksızlık yapıp tüm insanlarla birlikte olmaktansa,

adaletli davranıp tek başına kalmak daha iyidir.

http://www.youtube.com/watch?v=3R-H2mQKDrw

http://www.youtube.com/watch?v=sMX_EuQITPw